Paris gittiğim şehirler arasında en çok İstanbul'a benzettiğim yer oldu hatta İstanbul'dan daha kirli bir metrosu olduğunu söyleyebilirim hava kirliliği ise zirveye ulaşmış Metro İstasyonları çift yönlü geliş ve gidiş olarak planlamış çoğu insan metro parası ödememek için kaçak geçiş yapıyor gözümüzün önünde ilk çok garipsemiş olsamda sonra normal gelmeye başladı hatta güvenlik görevlileri bile bu duruma karışmıyor sadece eğer metro da bir kontrol olursa 50Eur civarında bir ceza kesiyorlarmış bizde olsa o güvenlik para vermeden geçtiğimizi görse oracıkta mezarımızı hazırlar değil mi ? :( Bunlardan feyz alıp birgün de ben kaçak bineyim ne olur dedim tam deneyecektim ki turnikeler bozulmuş bütün kapıları açtılar herkes ücretsiz geçti :)
Neyse gelelim ilk metro yolculuğumuza ben insanları süzüyorum çaktırmadan turist olduğumu anlayan insanlarda beni :) Paris'te erkekler çok unisex giyiniyor daracık kıyafetler,ince ve zayıflar kadınlar dolgun bakımsız ve salaş sanki erkekler modayı getirmiş bu şehre...Daha çok zenciler var hatta biraz fazlaydı .
Ve Tour Eiffel'in önünde metrodan inip o ahenk dolu güzelim yapıyı karşısında görünce heyecan doluyor insan...Yıllar önce rahmetli babacığım eyfeli anlatır dururdu hep bir masal olarak kalmıştı aklımda şimdi ise burda olmak çok güzeldi.Eyfelin çevresinde zenciler çoğunlukta küçük eyfel bibloları ve anahtarlıklar satıyorlar Türk olduğumuzu söyledik hemen Aleyküm selam deyip çok daha ucuza ve yanında hediyelerle birlikte verdiler sanırım onlarda Türklerlerin pazarlıkçı olduğunu anlamışlar :)
Eyfel'e doğru yürürken sağda çimenlerin bulunduğu yerde ortada havuz içinde bir su fiskiyesi ve ellerinde krep,sandwiçleriyle yerlere uzanmış Eyfel'i seyreden insanlarla dolu.Ne büyük bir huzur ! yapmasak olmayacak ordaki büfelerde kreplerimizi yaptırıp seyre daldık Eyfeli...
Şanzelize Caddesine doğru yola çıktık bir ucundan baktığınızda diğer ucu görünecek kadar derinliğe sahip bu caddede ünlü markaların mağazaları,restaurantlar,parfümcüler vs mevcut eee nede olsa sosyetenin göz bebeği :)
Birde mutlaka gece tekrardan dönüp Eyfeli seyredin hatta karşısında bir restaurantta yemek yiyin ışıklar yanınca güzelliğine güzellik katıyor.
Ertesi gün diğer güzellikleri,Notre Dame kilisesi,kilitli köprü ve içinde ''Mona Lisa'nın da portresinin bulunduğu Lauvre Müzelerini ziyaret ettik.Parise doyulmaz ve 2 günde de gezilmezmiş bunu anladık siz siz olun Paris için 4 gün ayırın yoksa hep gidemediğiniz biryer kalıyor.Bu seyehatten anladığım en güzel şey ben Paris kızıymışım memleketimi buldum :) Bekle beni Paris tekrardan geleceğim en kısa zamanda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder